Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu: BES KRİZDEN DAHA AZ ETKİLENİR
Kriz zamanlarında bireylerin birikim yapmayı tercih ettiklerini söyleyen Uğurlu, bu nedenle hayat sigortaları ve BES'in krizden en az etkilenecek branşlardan olacağını ve bu branşlara olan ilginin zamanla daha da artacağını ifade etti. Bireysel Emeklilik Sistemi'nin, Ekim 2008'de beşinci yılını geride bırakarak, hızlı ve başarılı bir şekilde gelişimini sürdürdüğünü belirten Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, ABD ekonomisinde ilk etkilerini göstermeye başlayan finansal krizin, küreselleşmenin kaçınılmaz sonucu olarak 2008 yılında ülkemizde ve sektörümüzde de hissedildiğini söyledi. Uğurlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu etki, sektörümüzde üretimde kısmi bir daralma ve az da olsa müşteri kaybında artış olarak kend;isini göstermiştir. Sistemdeki şirketlerin 2008 yıl sonu konsolide edilmiş hedeflerindeki en düşük tahmine göre, katılımcı sayısının 1.7 milyon, yıl sonunda ulaşılacak net kümülatif fon tutarının ise 6.2 milyar TL olması beklenmekteydi. 26 Aralık 2008 tarihli EGM verilerine baktığımızda, katılımcıların toplam fon büyüklüğünün 6.3 milyar TL'ye ulaşmış, sistemdeki katılımcı sayısının ise 1.7 milyonu aşmış olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla yaşanan finansal krize rağmen 2008 yılında fon büyüklüğünde yüzde 38, katılımcı sayısında ise yüzde 9 oranında bir büyüme yakalanmıştır. " Küresel krizin ilk etkilerinin tecrübe edilmekte olduğunu ve derinliğinin henüz tam olarak tespit edilemediğini söyleyen Uğurlu, krizin dünyada ve ülkemizde ekonomik durgunluğa zemin hazırlamasının muhtemel olduğunu kaydetti. "2009 yılında toplam sigorta sektöründe küresel krizin etkilerine bağlı olarak reel büyüme gerçekleşmesi öngörülmüyorken, bireysel emeklilik sisteminde büyümenin devam edeceği tahmin edilmektedir" diyen Uğurlu, kriz zamanlarının bireylerin harcamalarına dikkat ederek birikim yapmayı tercih ettikleri zamanlar olması nedeniyle hayat sigortalan ve BES'in krizden en az etkilenecek branşlardan olacağım, bu branşlara olan ilginin de zamanla daha da artacağını ifade etti. Uğurlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Kriz ve ekonomik durgunluğa bağlı olarak insanların maruz kaldıkları finansal risklerin hayat sigortası ve emeklilik ürünleri ile güvence altına alınabileceği bilincinin yaygınlaştırılması şirketler için de iş hacmindeki daralmanın aşılabilmesine olanak tanıyacak. Ancak kredi bağlantılı hayat sigortalarının talebinde bankaların kredi hacminde öngörülen daralmaya paralel bir seyir beklenebilir.
BES'E GÜVEN ARTTI
BES'in sağladığı önemli vergi avantajları ile emeklilik dönemine hazırlık için en iyi yatırım araçlarından birisi olduğuna dikkat çeken Uğurlu, bu nedenle hem bireysel hem de kurumsal katılımların günden güne arttığını belirtti. Uğurlu konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "9 Ağustos 2008 tarihinde yeni mevzuatın yürürlüğe girmesi ile sistemde yer alan birçok konuya açıklık getirilirken, katılımcıların Bireysel Emeklilik Sistemi'ne olan güvenlerinin de perçinlenmesi sağlanmıştır. Özellikle dernek, vakıf ve sandıklarda bulunan birikimlerin Bireysel Emeklilik Sistemi'ne devri ve hak ediş koşullarına ilişkin düzenlemelerin 2009'da, kurumsal pazarda bir canlanma yaşanmasına ve krize bağlı negatif etkilerin en aza indirilmesine katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Halihazırda dünya uygulamaları ile kıyaslandığında çok düşük seviyede olan işveren katkılı kurumsal katılımların sisteme girmek için bu düzenlemeleri bekleyen birçok kurumun sisteme girmesinde tetikleyici olacağı ve toplam portföyde düşük bir paya sahip olan kurumsal katılıma ivme kazandıracağı beklenmektedir. " Emeklilik yatırım fonlarının getirilerinin içerisinde bulundurduğu yatırım araçları ve dolayısıyla ekonomik verilerle doğrudan ilgili olduğunun altını çizen Uğurlu, bu nedenle borsadaki düşüşlere paralel olarak yüksek oranda hisse senedi içeren fonların getirilerinde de azalma söz konusu olduğunu ancak piyasalarda istikrarın yeniden sağlanmasıyla birlikte fonların da eski değerlerine ulaşmasının mümkün olabileceğini söyledi. Uğurlu sözlerine şöyle devam etti: "ABD ve diğer gelişmiş ülkelerdeki emeklilik fon değerlerinde borsada yaşanan düşüşlere paralel bir seyir izlenmiştir. Fon portföylerinin, özellikle ABD'de yaklaşık yüzde 60'ının hisse senetlerinden oluşması, bu değer kaybına zemin hazırlamıştır. Ülkemizde durum bu açıdan belirgin ölçüde farklılık arz etmektedir. 13 Ocak 2009 tarihli SPK verilerine göre emeklilik fonlarının yaklaşık yüzde 86'sının kamu borçlanma araçları ve ters repo gibi sabit getirili yatırım araçlarından oluştuğu, buna karşın hisse senedi oranının ise yüzde 8 civarında kaldığı görülmektedir. Bu portföy dağılımı sebebiyle emeklilik fonlarında diğer ülkelerdeki gibi değer kayıpları oluşmamıştır. Katılımcıların ağırlıklı olarak sabit getirili yatırım araçları içeren fonları tercih etmiş olmaları, bundan sonra da farklı bir sürecin yaşanma ihtimalini azaltmaktadır. İlerleyen dönemlerde fon tercihlerimizin hisse senedi ağırlıklı olarak değişmesi söz konusu olduğunda, borsadaki iniş çıkışların fon getirilerimiz üzerindeki etkisi de önemli bir boyut kazanacaktır.
VERGi AVANTAJINDAN YARARLANIN
Bireysel Emeklilik Sistemi'nin, düzenli katkı payları ile uzun vadede birikim oluşturmaya yönelik bir sistem olduğu için kısa vadede piyasalarda yaşanacak düşüşlerin uzun vade için bir yatırım fırsatına dönüştürülebileceğini ifade eden Uğurlu, "Yeni mevzuatla birlikte, fon dağılımı değişiklik hakkı yılda 6 kez olacak şekilde artırılmıştır. Hem bireysel hem de kurumsal katılımcılar fon değişiklik hakları sayesinde piyasadaki dalgalanmaları takip ederek, kriz dönemlerinde düşük riskli fonları tercih edebilirler. Bunun yanı sıra katkı paylarının düzenli olarak ödenmesi, emeklilik gelirinin artışında önemli rol oynamaktadır" şeklinde konuştu. Uğurlu, bireysel katılımcılara sistemin en önemli avantajlarından olan vergi teşvikini mutlaka kullanmalarını, bu teşvikin katkı payı ödeme dönemi, katkı paylarının yatırıma yönlendirilmesi ve emeklilik döneminde elde edildiği üç aşaması hakkında da bilgi sahibi olmalarını ve yüksek birikim elde edebilmek için vergi matrahında indirim imkanından faydalanabilecekleri maksimum tutarda katkı payı ödemesi yapmalarını önerdi. Uğurlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İşverene sağlanan vergi avantajı, hakediş uygulamaları yanında kurumsal bazda BES'e katılımın itici güçlerinden biridir. İşverenlerin çalışanları adına ödedikleri katkı payı tutarları, belirli sınırlar içinde, doğrudan gider yazılmak suretiyle kurumlar vergisi matrahından indirilebilir ve böylece katkı payının işverene reel maliyeti düşürülmüş olur. İnsan kaynakları alanında yapılan araştırmalar, çalışan kesimin işverenlerinden maaş artışından sonra bireysel emeklilik beklentisinin olduğunu ortaya koymaktadır. Bu tip olumlu gelişmeler hem çalışanların hem de işverenlerin BES'e olan ilgisinin arttığını göstermekle birlikte, grup emekliliğin önümüzdeki dönemde yükselişe geçeceğine de işaret etmektedir.
EN ÇOK TERCİH EDİLEN ŞİRKETİZ
2009 yılında sektöre yeni şirketlerin dahil olması ile artan rekabete bağlı olarak şirketlerin daha zorlu bir döneme girmelerinin muhtemel göründüğüne değinen Mete Uğurlu, değişen pazar koşullarıyla birlikte, satış ve hizmet süreçlerindeki kalite ve verimlilik esaslarının daha ön plana çıkacağı bir döneme girildiğinden, şirketler için yeni düzene adapte olmalarını sağlayacak aksiyonların önem taşıyacağını belirtti. Uğurlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Sektörün en çok tercih edilen şirketi olarak, önümüzdeki yıl da mevcut piyasa payını güçlend;irmek üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sektörün ilk ve hali hazırda en çok tercih edilen şirketi olmamızın yüklediği misyonla, kamuoyunda hayat sigortası ve emeklilik ürünü sahibi olma bilincinin artırılması ve pazarın büyütülmesi yönündeki faaliyetleri 2009'da da desteklemeyi planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde üzerine en çok odaklanılacak unsurlar kalite, verimlilik ve sürdürülebilir karlılık olacaktır. Bu bağlamda biz de daha kaliteli üretim ve hizmeti müşterilerimize sunarak hem hayat sigortası hem de bireysel emeklilik branşlarında mevcut pazar payımızı artırmayı ve 'en çok tercih edilen şirket' unvanımızı korumayı hedeflemekteyiz. (Sigortacı Gazetesi, 01.02.2009)