Yayınlandığı Döneme Damga Vurmuş Filmler

Paylaş

Vizyona girdikleri dönemde büyük yankı uyandırmış; konuları, oyuncuları ve yönetmenleri ile sinema tarihine adlarını altın harflerle yazdırmış kült filmler, bugün bile defalarca izlenmeyi hak ediyorlar. Ölmeden önce mutlaka izlenmesi gerekenler listesinde yer alan filmlerden bazılarını tekrar hatırlamaya ne dersiniz?


Fight Club – Dövüş Kulübü

Usta yönetmen David Fincher’ı yönetmen koltuğunda gördüğümüz 1999 yapımı filmde, Jack ve Tyler arasında başlayan ve özünde popülerliği eleştiren bir hikayeyi izliyoruz. Brad Pitt ve Edward Norton’un oyunculukları ile devleştiği bu başyapıt, bir dövüş kulübü çevresinde şekillenen bir hayatı gözler önüne seriyor.



2001 A Space Odyssey – 2001 Uzay Macerası

Bilimkurguya bakış açısını değiştiren ve sinemaya devrimci bir yaklaşım sergileyen diğer kült filmimiz 2001 Uzay Macerası. Efsane Stanley Kubrick imzalı film, ünlü bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke’ın senaryo yazarlığı ile taçlanıyor. Klasik bir uzay filminin ötesinde bir yaklaşımla çekilen film, zaman olgusuna yaklaşım, çekim teknikleri ve sonu ile de efsaneleşmiştir.



A Clockwork Orange – Otomatik Portakal

Bir diğer Stanley Kubrick şaheseri de Otomatik Portakal’dır. Tam bir sistem eleştirisi olan ve 1971 yılında çekilen film, gelecekte bir zamanda Britanya’da geçen şiddet dolu bir öyküyü beyaz perdeye taşıyor. Alex ve çetesi suça bulaşmıştır ve onları arındırmak için yapılacak şeyler çok nettir. Sosyolojik olgulara yaklaşımı ile dikkat çeken film, uzun süreler birçok ülke tarafından gösterilmemişti.



Pulp Fiction – Ucuz Roman

Sinemanın dahi çocuklarından Quentin Tarantino imzalı, 1994 yapımı Ucuz Roman, birbirinden alakasız karakterlerin aralarında ilişkileri ve yaşadıklarını konu alıyor. İlk başta sıradan bir hikaye gibi gelse de özellikle karakterler arasındaki repliklerle hafızalarda yer etmiş bir külttür. Burada başrolleri paylaşan Bruce Willis, Samuel Jackson, John Travolta ve Uma Thurman’ı da unutmamak gerek.



Schindler’s List - Schindler’in Listesi

Sinema tarihinde yer etmiş diğer bir filmimiz ise 1993 yapımı Schindler’in Listesi. II. Dünya Savaşı sırasındaki Yahudi soykırımını konu eden, dram yüklü film Steven Speilberg’in yönetmen koltuğunda olduğu bir başyapıt. Gerçek bir hikayeye dayalı olarak beyaz perdeye aktarılan hikaye, neredeyse gerçeğe yakın oyunculukları ile bu türdeki filmler arasında da kendisine haklı bir yer buluyor.



The Shining – Cinnet

Sert bir kış, her yer bembeyaz kar, dağın tepesinde bir otel ve bir aile. Jack Nicholson’un oyunculuğu ile bambaşka bir noktaya taşıdığı film, sinemada korku ve gerilim öğelerine damgasını vurmuş bir külttür. 1980 yapımı film, tecrit edilmiş bir alanda, cinnet geçirmek üzere olan bir adamın yaratığı korkunun dehşetini gözler önüne seriyor. İzlenmesi gereken diğer bir başyapıt.



Metropolis

Kendisinden sonra gelen bütün bilim kurgu filmlerini etkileyen ve tüm zamanların en başarılı filmlerinden biri olarak kabul edilen 1927 yapımı Metropolis, endüstri çağının etkisini iyiden iyiye gösterdiği ve silahlanmanın hız kazandığı bir dönemde ünlü Alman sinemacı Fritz Lang tarafından çekilmiş bir yapım. Fritz Lang, Metropolis’te bize gelecekte totaliter bir düzenin hüküm sürdüğü, zenginlerle fakirlerin sosyal ve sınıfsal ayrımını konu alan bir hikaye sunuyor.



The Shawshank Redemption – Esaretin Bedeli

Kurgusuyla tutkunun, yakarışın ve umudun filmi olan Esaretin Bedeli, seyircisine büyük izler bırakmayı başarmış bir külttür. İnatçı bir direnişe hayat veren Andy karakterinin zor koşullar altındaki hikayesini anlatan film, duygusal temasının yanında kurgusuyla da büyük yankı uyandırmıştı. 1994 yılı ABD yapımı olan Esaretin Bedeli, karakterlerinin verdiği ruhu ve hayata dair anlamlı mesajlarıyla insanın ruhuna işleyen bir hikayeyi konu alıyor.



One Flew Over the Cuckoo’s Nest – Guguk Kuşu

1975 ABD yapımı olan Guguk Kuşu, 1962’de Ken Kesey tarafından yazılan aynı isimli romandan sinemaya uyarlandı. Ruh hastalıkları hastanesinde farklı karakteriyle kendini gösteren Mcmurphy, yansıttığı özgür ruhu ile filme asi bir bakış açısı kazandırıyor. Seyircisini gülmek ile ağlamak arasında bırakan film, aktarmak istediği sosyal eleştirilerini metaforik bir anlatıyla sunuyor.

İçeriğe emoji ile tepki verin
Editör’ün seçtikleri